3 Ağustos 2010 Salı

Bir Yaz Gecesi Kabusu

Bu sabah uyandığımda ilk fark ettiğim şey gece boyunca uymuş ve sıcaktan hiç etkilenmemiş olmamdı. Bu durum beni keyiflendirdi. Gerinirken duyduğum mekanik ses biraz tuhaftı. Kollarımı her hareket ettirişimde aynı mekanik sesi duyuyordum. Açık pencereden içeri giren sıcak hava eklemlerimi ısıtıyor, tenimde burnumu gıdıklayan ürpertilere sebep oluyor.

Bu da biraz tuhaf değil mi?Terlemiyorum, aksine bu nemli sıcaklık hoşuma gitmeye başladı. Ayaklarımda da bir karıncalanma var. Yanımda yatan adam gözlerimi açtığımdan beri de ja vu diyerek dönüp duruyor odanın içinde. Yüzünün halinden fazlaca sarsılmış olduğu anlaşılıyor. Canım alt tarafı sıcak ne var bu kadar etkilenecek. Bana bir şeyler söylüyor ama tam olarak anlamıyorum. Arada yakaladığım tek sözcük GREGOR. Kara yabani gözlerini bana her çevirişinde Gregor diyor. Galiba bana sesleniyor. Aaa deli midir nedir?

Yattığım yerden doğrulamıyorum bir türlü. Adam yatağın altından bir sandık çıkardı. Arkası bana dönük, göremiyorum ne yaptığını ama bir şeyler arıyor. Dergi mi onlar? Fotoğraf albümleri de var. Özensizce atıyor çıkardıklarını. Aaaa açık seçik pornografik resimler var bu dergilerde. Devlet tahvili kuponlarına benziyor şu çıkardığı. Bir dolu da defter var. Aradığını bulmuş olmalı. Üstündekileri çıkardı. Siyah bir tişört giyiyor. Bana döndü, üzerime doğru geliyor. Tişörtün üzerinde kocaman bir K. harfi var. Elindeki raid mi onun. Deli misin be adam, ne sıkıp duruyorsun üstüme. İmdaaaaaaat adam öldürüyorlar.

Sıktığı şeyin kokusu fena değil. Oda spreyi olmalı. Ortalığı karanfilli hamam kokusu doldurdu. Diğer elinde de bir tabak tutuyor. Samsa tatlısı var içinde. Getirip önüme bıraktı. Tatlının kokusu gayrete getirdi. kalkayım derken yüzüstü döndüm. Suratım tabağın içine girdi. Neden ayağa kalkamadığımı anlayamıyorum. Tatlının şırası genzime doluyor. Ay boğulacağım galiba.